Mesih’le birlikte dirildiğinize göre, gökteki değerlerin ardından gidin. Mesih orada, Tanrı’nın sağında oturuyor. Yeryüzündeki değil, gökteki değerleri düşünün. Çünkü siz öldünüz, yaşamınız Mesih’le birlikte Tanrı’da saklıdır. Yaşamınız olan Mesih göründüğü zaman, siz de O’nunla birlikte yücelmiş olarak görüneceksiniz.
Koloseliler 3:1-4

İmana gelmiş olan her kimse, Mesihʼle birlikte diriltilmiştir.  Bundan iki sonuç çıkartılırmaktadır: öldük, yeniden yaşatıldık.  Kısaca değiştirildik, yeni bir benliğe sahip olduk!

Bir kimse Mesih’teyse, yeni yaratıktır; eski şeyler geçmiş, her şey yeni olmuştur.
2 Kor. 5:17

Bu ayetlerde açıklanan değişime uğramış her kimse doğal olarak göksel değerleri düşünmeli:

Yeryüzündeki değil, gökteki değerleri düşünün.
Kol. 3:1-2

‘Değer’ denildiğinde aklımıza bir sürü şey gelebilir.  Önemli olan Kutsal Yazılara göre bu söz konusu göksel değerlerin ne olmadığını bilmektir:

Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin. Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar. Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.
Matta 6:19-21

Bu sözleri söyleyen Rabbimiz İsa Mesih’ten başkası değildir.  O’nun bahsettiği göksel hazineler de şu ayetlerle özetlenebilir

Tanrınız RAB’bi bütün yüreğinizle, bütün canınızla, bütün gücünüzle seveceksiniz.
Yasanın Tekrarı 6:5

(Tanrı’ya değer vermek)

Komşunu kendin gibi seveceksin. RAB benim.

Lev. 19:18

(İnsanları hangi din, dil, mezhep, ve ırk dan olursa olsunlar kendimizle eşdeğer görmek)

Ruh’un ürünüyse sevgi, sevinç, esenlik, sabır, şefkat, iyilik, bağlılık, yumuşak huyluluk ve özdenetimdir. Bu tür nitelikleri yasaklayan yasa yoktur. 
Gal. 5:22-23

(Ruh’un ürünleri olarak nitelendiren bu sıfatları hayatımızda artan bir ölçüde görmek)

Koloseliler 3:1-4 geri dönerek demin bahsettiğimiz göksel değerlerin yanısıra hiç tükenmeyen bir güven ve umuda sahip olduk (ayet 3-4). Günahlarımızdan ötürü altında bulunduğumuz gazaptan kurtarıldık (Kol. 1:13-14) Bu da kurtuluşumuz (Yuh. 10:28-29)  ve geleceğimiz güvende demektir. (Vahiy 21:4)

O bizi karanlığın hükümranlığından kurtarıp sevgili Oğlu’nun egemenliğine aktardı. O’nda kurtuluşa, günahlarımızın bağışına sahibiz.
Kol. 1:13-14
Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. Onları bana veren Babam her şeyden üstündür. Onları Baba’nın elinden kapmaya kimsenin gücü yetmez.
Yuh. 10:28-29
Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.”
Vahiy 21:4

Şimdi bu ayetler sizinle niye paylaşıyorum? Ülkemiz belirsiz zamanın içerisinden geçerken ya daha özgür ve aydın yada daha baskılı bir döneme girebiliriz. Bu sonuca göre de umudumuza ya kavuşabilir ya da derin bir hayal kırklığına da uğrayabiliriz. Bu her iki akıbeti göz önünde tutarak bugün şunu söylemek istiyorum: durum ne olursa olsun bu okuduğumuz ayetlere göre herkesi hiç sarsılmayacak bir güven beklemektedir. Bu güvenini içerisinde de her bir imanlının ve kilisenin değişmeyen bir görevi vardır. Bu görev de nedir diye bir yakından bakalım:

İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi: “Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin
Matta 28:18-19

Burada Kilisenin başı ve tüm zamanların ve evrenin Kralların Kralı Mesih olarak bildiğimiz Tanrıʼnın Oğlu olan Rab İsa bizim boş durmamızı sağlayacak bir buyruk vermiştir. Bu buyruk kısaca Müjdeʼyi tanıtmak ve yaşatmaktır. Bunu hem kişisel hem de topluluksal olarak her zaman yapmalıyız ancak özellikle ülkemizin şimdi ki bulunduğu belirsiz dönemin içerisinde bunu daha da yapmamız lazım. Çünkü belirsizliklerin içerisinden geçen her kimse akıbetini sorgulamaktadır. Tanrı da bu tür durumları insanları Kendisine doğru çekmek için kullanır.

Pratik olarak Tanrı’nın O’nu henüz tanımayan insanları kendisine çekmesinde imanlılar olarak üstlemesi gereken rollerimiz vardır:

1) Dua etmeliyiz

Hem kişisel, hem de hep bir arada. Birbirimiz için ve ülkemizin iyiliği için.

2) Müjdeʼyi paylaşmalıyız

İbraniler 4:12 şöyle yazıyor:

Tanrı’nın sözü diri ve etkilidir, iki ağızlı kılıçtan daha keskindir. Canla ruhu, ilikle eklemleri birbirinden ayıracak kadar derinlere işler; yüreğin düşüncelerini, amaçlarını yargılar.

Her zaman Tanrıʼnın bize başkalarla Sözden paylaşma fırsatları değerlendirmeliyiz. Bu ayetlerde yazıldığı gibi Sözden küçük bir ayetin büyük bir etkisi vardır zira ayetler Tanrıʼnın gerçeklerini içermektedir. Bu gerçeklerde İsa Mesihʼin anlattığı hardal tohumun benzetmesinde olduğu gibi büyük sonuçlara yol açar. Arayış içinde olan insanlara sözkonusu olan umudun tohumlarını paylaşılması lazım.

3) Çevremize nasıl hizmet edebileceğimizi düşünmeliyiz

Komşunuzu kendiniz gibi seveceksiniz. Eski Ahitʼteki en büyük buyruğun eşi olan bu buyruk İsa Mesihʼin bizim sağladığı kurtuluşun sayesinde yürülükten kaldırılmamıştır. Tam tersine artık Kutsal Ruh tarafından mühürlenmiş olan bizler bu buyruğu gerçek anlamda yaşatma kalibiyetine sahip olduk. İman etmiş olan hepimiz kurtuluşa kavuştuğumuz o anda sonsuza dek bir değişime uğradığımıza inkar edemeyiz. Çünkü Kutsal Ruh içimzde artık yaşamaya başlamıştır. Peki Kutsal Ruhʼa sahip olan bir kaç kişi bir araya geldiğinde sizce Kutsal Ruh tarafından kendileri nasıl etkilenmişlerse bulundukları çevreyi de bu ayni Ruh etkilemez mi? Elbette etkilemektedir! Bilin ki Kayseri İsa Mesihʼin buraya yerleştirilmiş imanlılar topluluğu sayesinde berektlenmiştir. Topluluğun görevlerinden biri de bu bereketi tanıtmaktır. Bunu da topluma çeşitli hizmetler saysinde gerçekleştirebiliyoruz. İsa Mesih Matta 5:16ʼda şöyle konuşur:

Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki Babanız’ı yüceltsinler!”

Bu sözlere göre topluma hizmetlerde bulunarak içimizdeki umudu da paylaşmış oluruz. Bu umut ta ülkeleri değiştirebilecek güçte olacak gerçeğin üzerinde temellenmiş olduğunu bilerek yurdumuza en iyi şekilde hizmet etmiş olduğumuz da bilebiliriz.

Sonuç olarak Koloseliler 3:1-4 anlatılan umudun kaynağına ve bu umudun kendimizde nasıl bir etki yaratması gerektiğin bir gözden geçirelim:

Mesih İsa da diriltildik

Göksel değerlerin bilincine varıp bunların peşinde gidebiliyoruz

Göksel değerlerde bizim sonsuz geleceğimizin İsa Mesihʼte yeni bir yaşam saklı olarak güvende olduğunu hatıratır

Buna göre pratik olarak nasıl bir tepki de bulunmalıyız

  • Dua ederek
  • Müjdeʼyi paylaşarak
  • Hizmet ederek

Bu dünya da zorluk çekeceğimiz, çeşitli denemelerle, inişlerden çıkışlardan geçeceğimiz malumdur ancak bu tükenmeyen umudun sayesinde özgüvenle bu tür durumları üstesinden gelebiliriz (Rom. 8:31), ve buna ek olarak durum ne olursun olsun insanların iyiliği için çalışmalıyız

Not: Koloseliler olarak bilinen İncil bölümü  Kolose  isimli ve ören yeri günümüzde Denizli İlʼinde bulunan Honaz beldesinde bulunmakta olan antik kente yazılmıştır.  Kolose’deki imanlılar topluluğu Pavlus’un bir öğrencisi olan Epafras isimli emektaşı tarafında kurulduğuna inanılmaktadır. Epafras Koloseʼnin bir yerlisiydi.  Tam adı Koloseliler’e Mektup olan bu İncil bölümü Pavlus’a Kolose topluluğu hakkında Epafras’ın verdiği rapora bir yanıt olarak Pavlus tarafından yaklaşık M.S. 55 yılında kaleme alınmıştır.  Koloseliler’in ana konusu Müjdeʼye rakip olmaya ve kiliselerin için sızmaya çalışan yanlış öğretiş ve felsefeleri çürüten bir yanıttır.